Yanlış hatırlamıyorsam bana yüz çevirdiğin talihsiz günün ardından , on altı ay, altı da mevsim geçti. Tam toparlıyordum aslında, saymayı bırakmıştım pervazlara ürkmeden konan kırlangıçları.
Tam alışıyoruz onlarla birbirimize, sonbahar geliyor. Belki onların göç yolları da benim evim gibi karanlıktır. Işığın yokluğu kuşlara da korku salar mı ne dersin, kalma ihtimalleri vardır belki. Belki bu yüzden temelli kalacaklarmış gibi sağlam bu çamurdan evleri. İçeride neşe içinde öten bebekleri var ama!
Az kaldı biliyor musun uçmasına. Güz gelmeden önlerine katacaklar onu.
Yine de yuvasından başını çıkarıp korku içinde aşağı bakan kocaman siyah gözlerini görünce, ne senin gidebileceğine ne onun uçabilecegine inanmıyordum. Ama ayrılık rüzgarları sonbaharı müjdelerken, sabah balkonumda bir kanat sesine uyandım. Gözlerimi tavana dikemeden düştü yanağıma bir hatıra gibi o yumuşak tüyü kırlangıçın, işte gidiyorlardı...
Peki sizin oralara gelmedi mi sonbahar? Vakti gelmedi mi göçmenin, üşümedin mi hâlâ..
İstersen sen de önüne kat umutlarını, son kez topla nefesini ciğerlerinde ve ikimiz için güçlü bir kanat çırp. Donsam da bir süredir, yalan söyleyemem, kalbimde sana ait bir yaz var gelişini bekleyen...
MUSTAFA KEMAL YAVUZ
17.10.2017
Yorumlar
Yorum Gönder