En erken anılarımdan biridir bu fotoğraf. Bir kurban bayramı sabahıydı, o yüzden Esin’ le ben cicileri giyinmişiz , babam ve büyük amcam kurban kesecek. Sahi böyle kaç şey hatırlıyorum o yaşlara dair. Mahallemizde dere vardı mesela hatırlıyorum. Benden büyükler o dereden su içildiğini söylese de , ben yetişemedim. Ben dereyi gördüğümde kadınlar kenarına çömelmiş çamaşır yıkıyordu. Benim çocuğum ise üzerine beton dökülüp, kemik hastanesinden İnci Sokağa kadar merdiven yapılmış halini gördü. Geceleyin ıssız bir vakit o merdivenden yürürseniz, bir çığlık gibi hala sesini duyabilirsiniz. Neden geçmişe gidince hep üzülürüm. Eğlenceli şeyler de çok aslında çok gülmüşüz yaşarana dek gözlerimiz.Ama sanırım insan çok özlediği şeyin bir daha geri gelmeyeceğini bildiğinde , tüm duygular üzüntüde birleşiyor. Özlem de , şefkat de , sevgi de , minnet de…Hepsi aynı üzüntü lambasına sığmayı başarıyor. Ne zaman lambanın tozunu temizlemeye başlasan, içinden binlerce cin çıkar. Hepsi iyi...
Sonra bir şey oldu ve ben yazmaya başladım...

Kardeşim süper yazmışsın.Mustafam seni çok aradım.Trabzona geldim birçok kez seni görebilmek adına ve helalleşmek için.Bir keresinde bir çocuk buldum meydanda seni tanıyan.Sana haber etmesini söyledim.Seni aradı ama sen görüşmek istemedin.Ölümlü dünyada kaç günümüz kaldı bilmiyorum.Tatlı acı birçok hatıramız oldu (Bende hep tatlılar kaldı) Seni çok seviyorum kardeşim.Hakkını helal et.Arzuya çok selam.Yeğenleriminde gözlerinden öperim.Allaha emanet ol.
YanıtlaSil