Ana içeriğe atla

BÜYÜK ŞEF VE KAR



Göründüğü gibi değildi dostum kar. İçi yünlü botlarını yarım metre içine soktuğun bu kar, sabaha kadar üstüme yağdı benim. Göründüğü gibi değildi. Açıkta alabora olan bir gemi gibi, tenhada karşıma çıkan o bıçaklı ve  sarhoş adam gibi ölümü hissettirdi bana.
Biliyor musun donarken anlamıyormuş insan. Tek tesellim, doğruluğunu teyit edemediğim bu sıcak cümlenin, uyuşmuş parmak uclarımda bıraktığı zavallı bir mutluluk duygusuydu. Saatin kaç olduğunu öğrenmek için sekiz kişiye sormam gerekti. Dördü beni görmemezlikten geldi, ikisi korktu benden, biri yüzünü ekşitip, karları ezerek uzaklaştı ıssızlığından. Biri bana abi diye hitap etti, benim gözlerim doldu. Saatine baktı ve gülümseyerek yediye beş var dedi. Tam on iki saattir metropol dediğiniz hapishanenin olmayan camlarında buğular yaratıp, çizdiğim dairelere tapınıyorum. Karı top yapıp oynamaktan, ilkokulu terkettiğim yıllarda vazgeçtim. Minik parmaklarımda bir muska gibi satılık kağıt mendiller ve arabaların beni görünce depreşen yeşil renk sevdaları. Böyle bir günde aşık oldum kırmızıya desem yeridir.
Kırmızı zaman kazandırır. Yaşamak için, direnmek için, bir süre daha aç kalabilmek için, karşı koymak için, isyan etmek için, kabullenmemek için.
Gün herkese yirmi dört saat sanıyorsan fena yanılıyorsun. Bazıları için iki, bazıları için on, bazıları için bir aydır yirmi dört saat. İşte zengin ve fakir arasındaki fark, zaman denilen bu suni kavramı algılayış biçimleridir. Zenginlik dostum, hayal kurmak için zaman tasarrruf etmektir. Beyinlerimiz yatırıma en hızlı dönüşen kumbaralalarımızdır. Sadece kumbaranın kilidini açıp, son kuruş da dökülene kadar devirebileceğimiz temiz bir zemin bulma sorunu yaşamak!
Bu zemini bulduğumuzda aç gözlü insan için  azla çoğun değil, yorgun ve masum dünyamız için kıymetli ve kıymetsizin değerleri sorgulanır olacak.
Ve dediği gibi büyük şefin, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak...
Şimdi lastik tabanlarını iyice yere bas, tüm insanlık adına bir kez daha düşün ve merak etme karı. Kar erir dostum, sen lâpa lâpa yağışı hatırla...

MUSTAFA KEMAL YAVUZ
01.04.2017


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SOSYETE BÖLÜĞÜ / SİRİM PİT

Okuldu, sınavdı, işti derken yaş hafiften kemâle dayandı, yirmi yedi oldu.İki  bin dokuz yılının Ağustos ayında vatanî görevimi yapmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından orduya alındım. Alındım derken işte, elimde Dyo boya reklamlı, orta boy bir valiz ile nizamiyeden giriş yaptım. Askerliğini yapan abiler ve arkadaşlardan aldığım tüyo üzerine, mantığımı  Gaziantep 5. Zırhlı Tugay 'ının büyük sürgülü  kapısının ardında bırakıp beş ay beş günlük kısa ama hızlı askerlik macerama, ürkek bir adım attım.  Herkes yeşiller içinde. Karıncalar gibi bir yerlere koşturuyor. Çok kalabalık, ama bu kalabalığa imkan vermeyen gizli bir düzen var. Acemi askerim,  bir an önce bölüğümü bulmaya çalışıyorum. Elimdeki kağıtta  TOW Bölüğü yazıyor. Önüme gelene bölüğümün yerini soruyorum. Bu kadar acele etmeme gerek olmadığını, bölükte bensiz de bir şekilde işlerin yürüyebileceğini henüz idrak edemiyorum. Kağıdımı okuyan bazı erler ve komutanlar "Allah Allah" bi...

SOKRATES'İN EKSİK HEYKELİ

SOKRATES'İN EKSİK HEYKELİ Bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önceydi. Basık burunlu, önü kelleşen saçlarını arkadan sırtına doğru uzatan, göbekli çirkin bir ihtiyar, “ahlak felsefesinin “ temellerini atıyor , ancak gençleri tuhaf bilgiler ile zehirlediği ve Atina’ya yeni tanrılar getirdiği gerekçesi ile idama mahkum ediliyordu. Sokrates, kendisinden iki bin beş yüz  yıl sonra;  hemen yanı başında yeni tanrılarla tanışmış bir ülkede, idama mahkum olan bir gencin , yaşı henüz ölüme tutmadığından, proteinsiz büyütülüp asıldığından haberi olamadan, zehri bir nefeste dikleyerek bu diyardan göçüp gitti. Ucuz bir baldıran zehirini bir dikişte içemeyecek kadar talihsiz bu gençlerin, boyunları kıtır kıtır kırılırken, Soktates’in heykeli, pişman olmuş şehir ahalisi tarafından , Atina tapınağına bir anıt olarak koyuluyordu. Derler ki ; zamanın ve tüm zamanların en iyi filozofu olan Sokrates’e, dünyanın envai çeşit yerlerinden insanlar gelip, ders almak istemiş ancak Sokrates bu...

DÜNE BENZİYOR YARINLAR

Yordu beni insan olmak Kazanmak Kaybetmek Alışmak... Yordu beni ayık kafalar Defterler Hesaplar Provalar... Donuk günaydınlar Gri sabahlara Her gün daha çok düne benziyor, Yarınlar... Mustafa Kemal Yavuz 2019